Kilo verme sürecine giren birçok kişi, motivasyonla başladığı bu yolculukta bir noktada kendi değerlerinden, ihtiyaçlarından ve hatta sağlığından ödün vermeye başlar.
Kimi sosyal hayatını tamamen kısıtlar, kimi kendine acımasız hedefler koyar, kimi ise sağlıksız derecede düşük kalorili diyetler uygular.
Oysa kilo vermek, sadece tartıda bir rakamı görmek değil; aynı zamanda fiziksel, mental ve duygusal olarak daha sağlıklı bir versiyonunuza ulaşmak anlamına gelir.
Kendinden vazgeçerek zayıflamak, hem kalıcı başarıyı engeller hem de hayat kalitenizi düşürür.
1. Kendinden Vazgeçmek Ne Demek?
Kendinden vazgeçmek, hedef uğruna:
-
Sağlığını riske atmak
-
Sevdiğin şeylerden tamamen vazgeçmek
-
Kendine aşırı baskı yapmak
-
Sosyal ve duygusal ihtiyaçları yok saymak
2. Kilo Verme Sürecinde Sık Yapılan Fedakârlıklar
2.1 Sağlık
Aşırı düşük kalorili diyetler, metabolizmayı ve hormon dengesini bozabilir.
2.2 Sosyal Hayat
Arkadaş buluşmalarına gitmemek, etkinliklerden kaçmak.
2.3 Psikolojik Denge
Kendini sürekli eleştirmek, başarısız hissetmek.
3. Neden Kendimizi Bu Kadar Zorluyoruz?
-
Sosyal medya baskısı
-
Kısa sürede sonuç alma isteği
-
Başkalarının onayını kazanma arzusu
-
Geçmişteki başarısız denemelerin telafisini yapma çabası
4. Bilimsel Gerçekler
-
American Journal of Clinical Nutrition araştırmasına göre, aşırı kısıtlı diyetler uzun vadede kilo koruma başarısını %80 oranında düşürüyor.
-
Psychology Today verileri, aşırı baskıcı kilo verme süreçlerinin yeme bozukluğu riskini artırdığını gösteriyor.
5. Kendinden Vazgeçmenin Uzun Vadeli Zararları
-
Kas kaybı
-
Vitamin ve mineral eksiklikleri
-
Sosyal izolasyon
-
Duygusal yeme krizleri
-
Kilo geri dönüşü (yo-yo etkisi)
6. Daha Dengeli Bir Yol Mümkün
6.1 Esnek Beslenme
%80 sağlıklı, %20 keyifli yiyecek kuralı.
6.2 Sosyal Hayata Devam
Planlı esneklikle sosyal etkinliklere katılmak.
6.3 Gerçekçi Hedefler
Haftada 0,5–1 kilo arası kayıp sağlıklı bir tempodur.
7. Gerçek Hayattan Örnek
Selin, 1 ayda 10 kilo vermek için çok düşük kalorili bir diyete başladı. İlk 2 haftada hızlıca kilo verdi ancak baş ağrıları, halsizlik ve sinirlilik yaşadı.
Daha sonra beslenme planını dengeli hale getirerek 6 ayda hedef kilosuna ulaştı ve 2 yıldır koruyor.
8. Kendini Kaybetmeden Kilo Vermenin Psikolojik Boyutu
-
Öz-şefkat geliştirmek
-
Kendini sürekli eleştirmek yerine ilerlemeyi kutlamak
-
Hedefleri esnek tutmak
9. Kendine Sadık Kalmanın Stratejileri
-
Sağlık önceliğini korumak
-
Kendi değerlerinle uyumlu hedefler koymak
-
Hayat tarzına uygun yöntemler seçmek
-
Sosyal ve duygusal ihtiyaçlara alan tanımak
10. Unutulmaması Gereken Temel Gerçek
Kilo vermek bir “kendini yok etme” süreci değil, “kendine yatırım yapma” sürecidir.
Hedefin, seni fiziksel olarak küçültmek değil, yaşam kaliteni büyütmek olmalıdır.
Kilo vermek uğruna kendinden vazgeçmek, hem fiziksel hem de duygusal olarak ağır bedeller ödetir.
Sağlığını, mutluluğunu ve sosyal hayatını feda ederek elde ettiğin bir kilo kaybı, uzun vadede sürdürülemez.
Başarılı bir kilo verme süreci; dengeli beslenme, hareket, psikolojik destek ve öz-şefkat birleşiminden oluşur.
Kendini sevmek ve değer vermek, hedefe ulaşmanın en güçlü motivasyon kaynağıdır.
Unutma: Kilo vermek, kendini cezalandırma değil, kendine iyi bakma süreci olmalıdır.
Belki defalarca başladınız… belki de hep bir şeyler eksik kaldı. Diyet listeleri indirildi, kalori hesapları yapıldı, spor salonlarına gidildi ama sürdürülemedi. Çünkü sağlıklı yaşam bir ezber değil, sizinle birlikte şekillenen bir süreçtir. Diyetisyen Aslı Aktürk olarak, yalnızca liste vermekle kalmıyorum; size özel, yaşam tarzınıza uyumlu, psikolojik ve fiziksel ihtiyaçlarınızı dikkate alan bir yaklaşım sunuyorum. Hedefiniz ister kilo vermek, ister hormon dengenizi yeniden kurmak, isterse bağırsak sağlığınızı iyileştirmek olsun, ben sizin yanınızdayım. Sizi tanımadan, hayatınızı dinlemeden, yargılamadan sadece neyin “işe yaradığını” değil, neyin “size iyi geldiğini” birlikte buluyoruz.
Zamanla yarışırken kendinizi ihmal ettiğinizi fark ediyorsanız, yalnız değilsiniz. Modern yaşamın hızlı temposunda çoğu zaman önceliklerimiz değişiyor, fakat bedenimizin verdiği sinyaller bir şekilde kendini hatırlatıyor. Uyandığınızda yorgun hissediyorsanız, öğün atlarken vicdan azabı duyuyorsanız ya da tartıdaki sayı bir döngü gibi inip çıkıyorsa, bu yalnızca “beslenme sorunu” değil; yaşamla kurduğunuz dengenin bozulduğunu gösterir. İşte tam da bu noktada birlikte yeniden inşa edebileceğimiz bir yolculuk başlıyor. Size özel analizlerle, bilimsel temelli ama esnek bir sistemle, hem ruhunuza hem bedeninize iyi gelecek bir denge kuruyoruz. Çünkü her bedene aynı reçete yazılamaz; siz eşsizsiniz, yolculuğunuz da öyle olmalı.
Kendinize yatırım yapmanın zamanı geldi. Ertelediğiniz her başlangıç, sizi biraz daha yoran bir alışkanlığa dönüşmesin. Bugün, hayatınızda bir fark yaratmak için doğru gün olabilir. Eğer hazırsanız, ister danışmanlık ofisimde yüz yüze, ister Türkiye’nin ya da dünyanın herhangi bir yerinden online olarak buluşabiliriz. İlk görüşmemizde sadece kilo değil; uykunuzdan stres düzeyinize, sosyal alışkanlıklarınızdan günlük rutinlerinize kadar her şeyi birlikte analiz ediyoruz. Hemen bana ulaşabilir, size özel süreci başlatabilirsiniz. Sizin hikâyeniz önemli, çünkü sağlık sadece bir hedef değil; her sabah uyanırken hissettiğiniz huzurun ta kendisidir.
