Kilo vermeye karar verdiniz. Kendinize bir hedef koydunuz. Belki bir diyetisyene başvurdunuz ya da beslenme alışkanlıklarınızı değiştirmeye başladınız. Ama ne olduysa ondan sonra oldu. “Aman abartma, biraz kilon vardı ne güzel.” “Sen böyle mutlu değil miydin?” “Yok artık, ekmek de mi yemiyorsun?”
Ve bu cümleler, en çok da yakın çevrenizden geldi.
Kilo verme süreci bireyin kendi bedeniyle ve zihniyle olan ilişkisini yeniden tanımladığı bir yolculuktur. Ancak bu yolculukta dış sesler, iç sesi bastıracak kadar yüksek olabilir. İşte bu yazıda, kilo verirken gelen eleştirilerle başa çıkmanın psikolojik yönünü, neden eleştirildiğimizi ve bu eleştirilere karşı nasıl sağlam durabileceğimizi detaylı biçimde ele alacağız.
Eleştirilerin Neden Bu Kadar Can Acıtıcı Olduğunu Hiç Düşündünüz mü?
Eleştiriler, yalnızca söylenen cümlelerden ibaret değildir. Bazen mimik, bazen bakış, bazen de sessizlik bile sizi incitebilir. Özellikle bedeninizle ilgili bir konuda yargılanmak, özsaygınızı doğrudan etkileyebilir. Çünkü:
-
Beden imajı, kimlik algısının bir parçasıdır.
-
Beslenme tercihleri, bireysel özgürlüğün göstergesidir.
-
Kilo verme süreci, duygusal bir yatırım içerir.
Yani eleştirilen yalnızca kilonuz değil; kararınız, emeğiniz ve duygusal yükünüzdür.
Neden En Çok Yakınlarımızdan Eleştiri Gelir?
Bu, birçok danışanın en çok zorlandığı konudur. Sevdiğimiz, güvendiğimiz insanların bizi anlamaması yıpratıcı olabilir. Bu eleştirilerin arka planında genellikle:
-
Değişime karşı direnç: Sizin değişiminiz, onların sabitliğini tehdit eder.
-
Kıyaslama korkusu: Sizin başarıya ulaşmanız, onların kendilerini sorgulamasına yol açar.
-
Alışkanlıkların bozulması: Eskiden birlikte tüketilen yiyecekler artık yok. Ortak payda değişti.
-
İyilik maskesiyle gizlenmiş kontrol arzusu: “Sana kıyamam.” diyerek aslında sizin kararınızı yönlendirmeye çalışırlar.
Unutmayın, eleştiriler çoğu zaman sizinle değil; karşı tarafın kendi iç hesaplaşmasıyla ilgilidir.
Hangi Eleştiri Türleriyle Karşılaşabilirsiniz?
-
Pasif-agresif Yorumlar:
“Sen zaten çok zayıflamışsın, hasta gibi görünüyorsun.”
“Biz seni böyle de seviyorduk, gerek var mıydı?” -
Açık Alay:
“Bakalım bu sefer ne kadar sürecek.”
“Sen mi diyet yapacaksın, güldürme beni.” -
Şaka Kılığına Girmiş Yargı:
“Bize yemek yok artık, Aslı rejimde.”
“İncecik oldun ama suratın çöktü.” -
Kendini Size Göre Tanımlama:
“Sen zayıflayınca ben de kendimi kötü hissettim.”
“Beni de suçlu gibi hissettirme ama.”
Tüm bu sözlerin ortak noktası, sizin emeğinizi küçümseme ve kararınıza gölge düşürme çabasıdır.
Peki Bu Eleştirilerle Nasıl Başa Çıkabilirsiniz?
1. Amaçlarınızı Hatırlayın
Sizi eleştiren kişi kilo hedefinizi bilmiyor olabilir. Ama siz biliyorsunuz. Neden başladığınızı, nereden geldiğinizi ve nereye gitmek istediğinizi unutmayın.
2. Sınırlarınızı Belirleyin
Bazı insanlar iyi niyetle bile olsa haddini aşabilir. Onlara “Bu konuda yorum istemiyorum.” ya da “Bu benim kişisel kararım.” diyerek nazik ama net sınırlar çizin.
3. Destek Grubu Oluşturun
Sizi anlayan, benzer yolda yürüyen kişilerle bağlantı kurun. Sosyal medya grupları, beslenme danışmanınız ya da güvenilir bir arkadaş, size iyi gelebilir.
4. Yargılayanla Aynı Tartıya Çıkmayın
Sizi yargılayan kişinin kendi iç dünyasını değiştiremeyebilirsiniz. Ama onun yargısına göre kendinizi tanımlamak zorunda değilsiniz. Yani onların sözü, sizin ölçünüz olmasın.
5. Yanıt Vermek Zorunda Değilsiniz
Her eleştiriye cevap vermek, karşı tarafın oyununa girmektir. Sessizlik de güçlü bir tepkidir. Özellikle pasif-agresif yorumlar karşısında tepkisizlik, en net cevaptır.
Eleştirinin Üzerinden Güçlenerek Geçmek Mümkün mü?
Kesinlikle evet. Eleştiriler sizi güçlendirebilir. Çünkü her dış ses, iç sesinizi netleştirmeniz için bir fırsattır. İnsanların sizi sorgulaması, kendinizi yeniden tanımlamanızın vesilesi olabilir. Yeter ki bu süreçte:
-
Suçluluk hissetmeyin,
-
Kendinizi açıklamak zorunda hissetmeyin,
-
Kendi değerinizin dışarıdan gelen sözlerle değişmediğini unutmayın.
Eleştirinin En Güzel Yanı: Sessiz Yanıtınız
En güçlü cevap, sessizce ilerlemeye devam etmektir. Onlara kilo verdiğinizi değil, hayat kalitenizi artırdığınızı gösterin. Sürekli açıklamak yerine, sakinliğinizle ikna edin. Çünkü zamanla gerçek değişim, gözle görünür olur. Ve o zaman eleştirenler, sessizce takdir etmeye başlar.
Eleştiriler Susturulamaz Ama Etkileri Yönetilebilir
Kilo verme süreciniz sizin kişisel hikâyenizdir. Başkasının kaleminden çıkmaz. Bu yüzden her dış ses, yalnızca bir fon gürültüsüdür. Asıl olan sizin iç sesinizdir. O sesi güçlendirin. Eleştiri varsa, ilerleme de vardır. Çünkü hareketsiz olan asla eleştirilmez.
Diyetisyen Aslı Aktürk ile Güçlü Zihinsel Kalkanınızı İnşa Edin
Kilo verme süreci yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda duygusal bir meydan okumadır. Diyetisyen Aslı Aktürk olarak benim yaklaşımım, sadece liste hazırlamakla sınırlı değil. Çünkü biliyorum ki; dış sesler, iç yolculuğu en çok etkileyen unsurlardan biri.
Ben danışanlarımla yalnızca makro hesaplamaları değil, bu yolculukta karşılaşacakları sosyal bariyerleri de konuşurum. Eleştiriye karşı dayanıklı bir zihin inşa etmek, sürdürülebilir bir değişimin temel taşıdır. Bu süreci tek başına yürütmek zorunda değilsiniz. Desteğe ihtiyaç duymak zayıflık değil, farkındalıktır.
Eğer siz de çevrenizin yorumları yüzünden kararsızlık yaşıyorsanız, yalnız değilsiniz. Bu süreçte sizinle birlikte adım adım ilerleyerek, hem beslenme sisteminizi kurabilir hem de eleştirilere karşı içsel bağışıklığınızı güçlendirebiliriz. Çünkü güçlü dönüşüm, hem içten hem dıştan gelen rüzgârlara dayanabilecek sağlamlıkta olmalı.