“Yine dayanamadım.”
“İrademe hâkim olamıyorum.”
“Bende sorun var galiba.”
Bu cümleleri kaç kez söylediniz ya da düşündünüz? Eğer kilo verme sürecindeyseniz ya da beslenme alışkanlıklarınızı değiştirmeye çalışıyorsanız, büyük ihtimalle bu düşünceler size de yabancı değil. Ancak durup bir soru sormak gerekiyor: Gerçekten iradesiz misiniz, yoksa mesele hiçbir zaman irade meselesi olmadı mı?
Bu yazıda, “irade” kavramının neden abartıldığını, beslenme sürecinde neden esas suçlunun irade eksikliği olmadığını ve ne yapmanız gerektiğini detaylı şekilde ele alacağız. Kendinizi yargılamadan, suçlamadan ama gerçekten değiştirerek ilerlemek için başlayalım.
İrade Nedir, Gerçekte Ne Kadar Etkilidir?
İrade, kısa vadeli dürtülerin yerine uzun vadeli hedefleri koyabilme yetisidir. Yani canınız tatlı isterken onu yemeyip, hedefiniz olan sağlıklı yaşamı hatırlayarak başka bir tercihte bulunmanızdır. Ancak buradaki kilit nokta şudur:
İrade sınırlıdır.
Tıpkı bir kas gibi yorulur, zayıflar, tükenebilir. Gün içinde maruz kaldığınız kararlar arttıkça – ne giyeceğinizden, kime nasıl cevap vereceğinize kadar – iradeniz de giderek azalır. İşte bu yüzden akşamları yemek krizlerinin daha çok yaşandığı görülür.
Kısacası sorun iradenizde değil; onu destekleyecek bir sisteminizin olmayışında.
Neden Sadece İrade Yetmez?
Çünkü irade;
-
Yorgunlukla zayıflar,
-
Duygusal dalgalanmalardan etkilenir,
-
Stres altında doğru çalışmaz,
-
Açlıkla birleştiğinde geri plana atılır.
Yani yalnızca iradeye dayanmak, sürekli diken üstünde yaşamak gibidir. Her an “hayır” deme zorunluluğu, süreci sürdürülemez hale getirir. Bu nedenle sağlıklı yaşamda kalıcı başarı için “irade” değil, alışkanlık sistemi kurulmalıdır.
Alışkanlık Sistemi Nedir?
Alışkanlık, irade gerektirmeyen otomatik davranışlardır. Diş fırçalamak, kemer takmak ya da kapıyı kilitlemek için irade göstermezsiniz. Çünkü beyniniz bu davranışları rutin olarak tanır ve uygular.
Sağlıklı beslenme sürecinde de hedef, bu tür otomatik sistemler kurmaktır. Örneğin:
-
Her sabah güne 1 bardak suyla başlamak,
-
Hafta içi 2 gün evde yemek hazırlamak,
-
Akşamları ekran karşısında değil, masada yemek yemek gibi.
Bu sistemler iradeyi yormaz, çünkü otomatikleşir.
“Ben İradesizim” Düşüncesi Nereden Geliyor?
Bu düşünce genellikle:
-
Geçmişte defalarca başarısız deneyim yaşamaktan,
-
Kendini başkalarıyla kıyaslamaktan,
-
Sosyal medyadaki mükemmel görsellerden,
-
Yetersizlik hissiyle gelen suçluluk döngüsünden kaynaklanır.
Ancak bu inanç kalıpları gerçek değil, deneyimlenmiş hayal kırıklıklarının sonucudur. Ve her hayal kırıklığı, doğru planlamayla bir başarı hikâyesine dönüşebilir.
İrade Gücünüze Güvenmek Yerine Ne Yapmalısınız?
1. Kendinizi Tanıyın
Hangi saatlerde, hangi ortamlarda ya da hangi duygularla yeme kontrolünüz zorlaşıyor? Bu tetikleyicileri tanımladığınızda çözüm de netleşir.
2. Plan Yapın, Kararları Otomatize Edin
Ne yiyeceğinizi her gün düşünmek yerine, haftalık plan yapın. Karar vermek irade tüketir. Otomatik sistemlerle iradeye ihtiyaç kalmaz.
3. Çevrenizi Düzenleyin
Erişiminiz olan şeyleri tüketme olasılığınız daha yüksektir. Bu nedenle evde, çantada, masa üzerinde ne bulundurduğunuz önemlidir. Eviniz iradenizi desteklemeli.
4. Kendinize Hatalar İçin Alan Tanıyın
“Yine dayanamadım” dediğiniz anda süreç bitmez. Tam tersine, o an asıl öğrenme başlar. Kendinizi yargılamak yerine anlayın. Çünkü her hatanın içinde dönüşüm için ipuçları vardır.
5. İrade Yerine Sistem Kurun
Kendinize uygun, sürdürülebilir ve esnek bir beslenme sistemi oluşturun. Kural değil, yaşam biçimi olarak kurgulayın. Bu sistem sizi taşır.
Başkaları Nasıl Yapabiliyor?
Bu soru, sık sık duyduğum bir iç ses. Ancak çoğu zaman gördüğünüz şey, sonucun yalnızca vitrini. Kimsenin mükemmel bir sistemi yok. Herkesin iradesi yoruluyor. Ama fark yaratan şey; bu zayıf anlar için hazırlıklı olmaları.
Yani mesele “başkaları ne kadar güçlü?” değil, “siz kendinize nasıl bir destek sistemi kuruyorsunuz?”
İrade, Kendinize Davranış Biçiminizdir
Kendinize sertseniz, hatalarınızı büyütüyorsanız, başarıyı asla yeterli görmüyorsanız; iradeniz değil, iç sesiniz zayıf kalır. Oysa şefkatli bir ses, daha uzun vadeli ilerleme sağlar.
İrade, sadece “hayır” demek değil, “düşsem de kalkabilirim” diyebilme gücüdür. Gücünüz, kusursuz ilerlemenizde değil; tökezlediğinizde gösterdiğiniz esnekliktedir.
İrade Sizi Başlatır, Sistem Sizi Sürdürür
Kendinizi iradesiz sanıyor olabilirsiniz ama çoğu zaman ihtiyacınız olan şey bu değil. Sizi anlayan bir sistem, farkındalık geliştiren küçük alışkanlıklar, otomatikleşmiş rutinler ve kendinize karşı geliştirdiğiniz nazik bir dil…
Bu unsurlar birleştiğinde, iradenizi her gün test etmeye gerek kalmaz. Çünkü artık zorlamak yerine yaşamaya başlarsınız.
Diyetisyen Aslı Aktürk ile Sıfır Baskı, Yüzde Yüz Farkındalık
Eğer bugüne dek iradenize güvenemediğiniz için her seferinde yolda kaldıysanız, bilin ki mesele asla sadece irade değildi. Diyetisyen Aslı Aktürk olarak benim yaklaşımım, sizi sürekli sıkıştıran bir sistem kurmak değil; hayatınıza uyan, psikolojinizi destekleyen ve sizi yormayan bir yapı inşa etmektir.
Ben her danışanımla birlikte onların güçlü yönlerini keşfetmeye çalışırım. Çünkü kimsenin her şeye karşı koyacak sonsuz bir iradesi yok. Ama herkesin destekle gelişebileceği güçlü yönleri, içsel kaynakları, uyarlanabilir yapıları var. Mesele bu kaynakları ortaya çıkarmakta.
Belki de bu kez diyet değil, düzen kurmak gerekiyor. Kendi sisteminizi oluşturmak, küçük ama sürdürülebilir alışkanlıklarla ilerlemek ve motivasyonu iradeyle değil, içsel farkındalıkla desteklemek… İşte bu gerçek dönüşümün yolu.
Bugüne dek “yapamadım” dediğiniz her şeyi şimdi “yeni bir yaklaşımla yeniden deneyebilirim” diyebilmek için, birlikte çalışabiliriz. Çünkü zihin değiştiğinde, beden doğal olarak ona uyum sağlar.