Başkasının Başarısıyla Kendini Değerlendirme

Dijital çağda başarı, yalnızca kişisel bir durum değil; sürekli izlediğimiz, karşılaştırdığımız ve ölçtüğümüz bir “gösteri”ye dönüştü. Arkadaşlarımızın önce-sonra fotoğrafları, influencer’ların “disiplin” hikâyeleri, şirket içi ödül törenleri veya sınıfın “en iyileri” listesi, bir başkasının zirvesini bize gündelik bir standart gibi gösterir. Oysa başkasının zirvesi, kendi sürecimizin gerçekliğini çoğu zaman yansıtmaz. “Başkası böyle yaptıysa ben neden yapamıyorum?” sorusu kulağa motive edici gelebilir; fakat pratikte çoğu kez kıyas yorgunluğu, değersizlik hissi, kontrol kaybı ve kendini sabote eden davranışları tetikler. Bu yazıda, başkasının başarısıyla kendini değerlendirme eğilimini psikolojik, bilişsel ve davranışsal boyutlarıyla inceleyecek; sürdürülebilir hedef belirleme ve öz-değer inşası için uygulanabilir stratejiler sunacağız. Amacımız, kıyası bütünüyle yok saymak değil; onu daha “akıllı”, adil ve işlevsel bir referans düzeyine taşımaktır.

Sirkadiyen Diyet Uygulamaları

1) Sosyal Karşılaştırma Teorisi: Neden Kıyaslarız?

İnsan beyni konumunu anlamak için referansa ihtiyaç duyar. Sosyal Karşılaştırma Teorisi, bireylerin yetenek ve performanslarını başkalarıyla kıyaslayarak değerlendirdiklerini söyler. “Yukarı yönlü kıyas” (benden daha iyi) çoğu zaman kıskançlık ve yetersizlik hissi doğurabilirken, “aşağı yönlü kıyas” (benden daha az iyi) geçici rahatlama sağlar. Sorun, bu kıyasların bağlamdan kopmasıdır: Başkasının imkânları, başlangıç noktası, genetik ve çevresel faktörleri, görünmeyen emeği ve şansı bizimkinden farklıdır. Kıyas doğaldır; ancak neyi, neye göre, hangi amaçla kıyasladığımız belirleyicidir.

2) Parlak Nesne Yanılgısı: Sonuç Önyargısı ve Görünmez Bedeller

Sosyal medyada parlayan sonuçlar, sürecin bedelini gizler. Birinin 20 kilo verişi veya bir başkasının maraton koşması, arka plandaki uyku düzeni, iş yoğunluğu, duygusal destek sistemi, bütçe, sakatlanma riski ve genetik avantajları görünmez kılar. Sonuç önyargısı, “ortaya çıkan ürünü” sürecin kendisinden daha önemli sanmamıza yol açar. Bu yanılgı, kendi yolculuğumuzda sabırsızlık ve aşırı yüklenmeye sebep olur.

3) Hedeflerin Sahipliği: “Benim mi, Onların mı?”

Kıyaslandıkça hedeflerimiz kimliğimizden uzaklaşır. “Ben gerçekten maraton koşmak istiyor muyum, yoksa herkes koştuğu için mi?” Hedef sahipliği, sürdürülebilirliğin kalbidir. İçsel gerekçeler (sağlık, enerji, değerler) dışsal gerekçelerden (onay, görünürlük, imaj) daha kalıcı yakıt sağlar. Hedefinizin ilk cümlesini yazın: “Bunu şunun için istiyorum: …” Eğer cümle başkalarının bakışıyla doluyorsa, hedefi yeniden çerçevelemeye ihtiyacınız vardır.

4) Benlik Değeri mi, Performans Notu mu?

Başkasının başarısını izlerken çoğu kişi benlik değerini de aynı terazide tartar. Oysa benlik değeri bir “performans notu” değil, değerlerle uyumlu yaşamaya devam edebildiğimiz bir “ilişki”dir. Bugün plan dışına çıkmış olabilirsiniz; bu, değersiz olduğunuz anlamına gelmez. Değerlerinize (sağlık, öğrenme, şefkat, dürüstlük) dönmek, kısa vadeli sapmaları taşır. Kendinize ilişkin ana cümleniz performans değil, değer yönelimli olmalıdır: “Sağlığını önemseyen biriyim; bugün yeniden dengeye dönüyorum.”

5) Bilişsel Çarpıtmalar: Seçici Dikkat ve Abartılmış Genellemeler

“Onlar hep başarılı, ben hep gerideyim” cümlesi seçici dikkatin ürünüdür. Beyin, inandığı şeyi doğrulayacak kanıtı ayıklar; aksi kanıtı görmezden gelir. Bir diğer çarpıtma, tek bir başarısızlık anını “genel yetersizlik” etiketiyle yorumlamaktır. Çözüm, veri toplamaktır: kendi süreç göstergeleriniz (uyku, enerji, adım sayısı, plan uyumu yüzdesi) ile ilerlemenizi görünür kılın. Veri, çarpıtmayı törpüler.

6) “Şahane Sonuç–Kemer Arkası” Ayrımı: Sürecin Anatomisi

Kıyasın panzehiri, başkasının “kemer arkası”nı hayal etmektir: erteleme anları, vazgeçme isteği, sakatlanmalar, aile içi gerilimler, finansal sınırlılıklar… Her sonuç, kemer arkasındaki çok sayıda küçük kararın ürünüdür. Kendi kemer arkanızı bilinçli olarak tasarladığınızda (alışkanlık mimarisi, ritüeller, destek sistemleri) sonuçlar kendiliğinden daha dengeli gelmeye başlar.

7) Gerçekçi Pencere: Zaman Ufku ve Başlangıç Noktası

Karşılaştırmalar, genellikle başlangıç noktalarını yok sayar. Oysa süreçlerin zaman ufku ve baz hattı farklıdır. Birinin 8 haftada verdiği kilo, sizin metabolik, hormonal, psikolojik ve çevresel parametrelerinizle 20 haftaya yayılabilir. Adil kıyas, “kendi dünüm”le yapılır: dünün sizinden daha tutarlı mısınız, daha çok mu uyudunuz, planınıza %10 daha mı yaklaştınız?

8) Kıskançlığın İki Yüzü: Bilgi mi, Yaralanma mı?

Kıskançlık, “bende de olsun” mesajı taşıyan bilgi yüklü bir duygudur. Kıskançlık gelince iki soru sorun: “Bu kişide beni tetikleyen tam olarak ne?” ve “Bundan öğrenebileceğim sistemsel bir şey var mı?” Kıskançlığı kişiyi küçümsemeye değil, kendi sisteminizi geliştirmeye çevirin: “O erken yatıyor → benim uyku planım ne?”, “O yemek hazırlıyor → ben haftalık prep ritüeli kurabilir miyim?”

9) Kıyasın Fizyolojisi: Stres, Kortizol ve Davranış

Sürekli kıyas, kronik stres tepkisini besler. Stres yükseldikçe dürtü kontrolü düşer; duygusal yeme ve erteleme artar. Kıyas tetiklenince uygulanacak 90 saniyelik regülasyon: beş kez 4–6 nefes döngüsü, omuz kuşağını gevşetme, çene kasını serbest bırakma ve “şu an hissediyorum, bu his geçici” cümlesi. Fizyoloji sakinleşmeden zihnin ikna olması zordur.

10) Rol Model Seçimi: Ulaşılabilir ve Bağlamsal Benzeyiş

Rol model, size “aynı haritadan” seslenmelidir. Benzer iş yoğunluğu, benzer aile sorumluluğu, benzer başlangıç noktası… Ulaşılabilirlik ilkesi, rol modelin motivasyonunu sürdürülebilir kılar. Aksi hâlde model, ilhamdan çok baskı üretir. Bir rol model listesi çıkarın ve her modelin sizde uyandırdığı duyguyu not edin: merak mı, suçluluk mu? Suçluluk üreten modeli sessize alın.

11) “Ölçüm Ekolojisi”: Kendi Puan Kartınızı Yazın

Başkasının puan kartını kopyalamak yerine, kendi puan kartınızı tasarlayın: 1) Uyku (0–10), 2) Hareket (dakika), 3) Plan uyumu (%), 4) Duygu regülasyonu (0–10), 5) Sosyal destek anı (var/yok). Haftalık ortalama skorlar, kıyasın sisini dağıtır. Bir hafta tartı oynamasa bile puan kartınız iyileşebilir; bu, süreç sermayenizin arttığını gösterir.

12) Psikolojik Sözleşme: Kendinle Adil Bir Anlaşma

Başkasının temposuna değil, kendi kapasitenize göre bir “psikolojik sözleşme” yazın: “Günde 15 dakika yürüyüş + akşam yemeğinde sebze + haftada iki kez nefes egzersizi + Pazar 15 dakikalık plan.” Bu sözleşme, koşullar zorlaştığında da sürdürülebilir. Adalet, sürdürülebilirliğin diğer adıdır.

13) Kimlik Tabanlı Hedefler: “Yapan Kişi” Olmak

Sonuç hedefi “10 kilo”, süreç hedefi “haftada 4 gün 20 dakika”, kimlik hedefi ise “sağlığını yöneten kişi”dir. Kimlik hedefi davranışı otomatikleştirir. “Ben plan yapan biriyim” diyen biri, pazartesi akşamı 10 dakikalık planı “karakterinin bir gereği” olarak yapar. Kimlik cümlesini her sabah aynada tekrarlayın ve tek bir mikro kanıt üretin (masaya su şişesi koymak gibi).

14) Sosyal Diyet: Akışınızı Ayarlayın

Kıyas tetikleyen hesapları 14 gün sessize almak, bilgi ekolojisini temizler. Akışınıza eğitim, mizah, sanat ve bilim ekleyin. “Sosyal diyet” yalnızca zamandan tasarruf ettirmez; kendi hedeflerinize dönmenizi sağlar. Bir danışan, sosyal diyetten sonra plan uyumunu %20 artırdı.

15) Kıyasın Yıkıcı Dilini Dönüştürmek: “Neden Ben Yapamıyorum?” Yerine “Benim Versiyonum Ne?”

Dilinizi değiştirin: “Neden ben yapamıyorum?” sorusunu “Benim sürdürülebilir versiyonum ne?”ye çevirin. Örneğin başkası haftada 5 gün spor yapıyorsa, siz 3 gün 20 dakikalık yürüyüş + 2 gün 5 dakikalık esneme ile başlayabilirsiniz. Sorular davranışı kalibre eder.

16) Gölge Maliyetler: Başkasının Yoluna Girmenin Bedeli

Her seçimin bir fırsat maliyeti vardır. Başkasının programını kopyaladığınızda, kendi iş, aile ve ruhsal yüklerinizle çatışma doğabilir. Çatışma, sürdürmeyi zorlaştırır. Kendi yük haritanızı çıkarın: uyku, iş saatleri, çocuk bakımı, sosyal sorumluluklar… Programınızı bu haritaya göre “kişiselleştirin”.

17) Dürtü Sörfü ve Duygu Toleransı: Kıyas Anında Kendini Toplamak

Kıyas tetiklenince 3 adım: 1) Adlandır (“Kıyas yapıyorum ve gerginim”), 2) 90 saniye nefes + beden taraması, 3) Davranış seçimi (telefonu bırak, 5 dakika yürüyüş, bir bardak su, 2 dakika esneme). Duygu geçer; seçimin kanıtı kalır.

18) Vaka: Ece’nin “Kıyas Detoksu” Yolculuğu

Ece, her sabah sosyal medyada “fit hesaplara” bakıyor, sonra “ben hep gerideyim” duygusuyla kahvaltıyı atlayıp öğlene kadar atıştırıyordu. 14 günlük sosyal diyet + 10 dakikalık sabah planı + akşam 2 dakika nefes çalışmasıyla üç haftada plan uyumu %25 arttı. Tartıdaki değişim sınırlıydı; ama Ece, enerji skalasında 5/10’dan 8/10’a çıktı. Kıyas azalınca öz-yönetim yükseldi.

19) “Kendi Dününle Kıyas” Ritüeli

Her akşam üç soru: 1) Bugün düne göre tek bir noktada nasıldım? 2) Yarın için bir kolaylaştırıcı ne? 3) Bir teşekkür: “Şunu iyi yaptım.” Bu ritüel, beynin hata taramasını dengeleyerek öz-değeri besler.

20) Hedef Günlüğü: Mikro Kanıt Arşivi

Haftalık olarak üç kazanım, iki engel ve bir ayarlama yazın. “Bu hafta yürüyüşü iki gün tamamladım; öğlen su içmeyi unuttum; yarın masama şişe koyacağım.” Mikro kanıt arşivi, zor günlerde “devam” gücü verir.

21) Eleştiriyle Başa Çıkma: Aile ve Çevreden Gelen Sesler

“Komşunun kızı 2 ayda inceldi, sen hâlâ…” gibi cümleler, kıyasın dış kaynaklı versiyonudur. Sınır cümlesi hazırlayın: “Ben planımı sağlık uzmanımla kendime göre düzenliyorum, hız değil sürdürülebilirlik önceliğim.” Bu nazik ama net sınır, benlik alanınızı korur.

22) “Kontrol edilebilir”–“Kontrol edilemez” Ayrımı

Genetik, yaş, cinsiyet, geçmiş diyetler: kontrol dışı. Uyku süresi, su tüketimi, öğün ritmi, adım sayısı: kontrol içi. Günlük enerjinizi kontrol içi alana yatırdıkça kıyasın etkisi azalır; çünkü çabayı kendi direksiyonunuz üzerinden yönetirsiniz.

23) Progresif Zorluk Merdiveni

Kendinizi başkasıyla kıyaslamak yerine, hedefinizi bir kademe yükseltin: 6 bin adım → 7 bin; gece 01.00 yatış → 00.30; haftada 1 sebze öğünü → 3 öğün. Merdiven, benliğinize saygı duyan ilerlemedir.

24) İç Diyalog: Şefkat Odaklı Yeniden Çerçeveleme

İç sesinizi “hakem”den “koç”a çevirin. Hakem yargılar; koç yönlendirir. “Yetersizsin” değil, “Bugün zordu; şu iki adımla dengeye dönebilirsin.” Koç dili öğrenildiğinde, kıyas yaralasa bile iyileşme hızlı olur.

25) Değer Tabanlı Plan: Neye Evet, Neye Hayır?

Her “evet”, binlerce “hayır” anlamına gelir. Değer listenizi yazın (sağlık, aile, öğrenme, üretkenlik). Haftalık planı bu değerlere hizalayın. Başkalarının hedefleri sizin değerlerinize uymuyorsa, nazikçe “hayır” demek benlik bütünlüğünüzü korur.

26) Enerji Yönetimi: Psikolojik Yakıtın Ekonomisi

Kıyas, zihinsel enerjiyi emer. Enerjiyi üç kovaya ayırın: rutinler (otomatik), projeler (odaklı), yenilenme (dinlenme/oyun). Günlük planınızda üç kovaya da en az bir küçük adım koyun. Dengesiz enerji ekonomisi, kıyas anlarında savrulmayı artırır.

27) Kimlik Kanıtları: Her Gün Tek Bir Mikro Davranış

“Ben sağlığını yöneten biriyim” kimliğinin kanıtı, her gün tek bir mikro davranıştır: su şişesini doldurmak, merdiven çıkmak, ekranı 10 dakika erken kapatmak. Kimlik, mikro kanıtların toplamıdır; başkasının alkışı değil.

28) “Yavaş Güçlüdür”: Hız ve Kalıcılık İkilemi

Çabuk sonuçlar caziptir; fakat beden ve zihin adaptasyonunun bir hızı vardır. Yavaş ilerleme, yaralanma ve geri dönüş riskini düşürür. Kıyasın ittirici hızına aldanmak yerine, kendi ritminize sadakat kalıcılık getirir.

29) Kriz Anı Protokolü: Kayıp–Dönüş–Devam

Kıyas tetiklenip “her şey bozuldu” duygusu gelirse üç basamak: 1) Kayıp (duyguyu adlandır), 2) Dönüş (nefes + 10 dakikalık yürüyüş + su), 3) Devam (akşam yemeğinde sebze ve protein). Protokol, panik yerine pratik üretir.

30) Uzun Vade Perspektifi: “Bugünün Küçük Adımı, Yarınki Ben”

Bir yıl sonra dönüp baktığınızda, sizi ileri taşıyan şey büyük sıçramalar değil, küçük ama tutarlı adımlar olacaktır. Başkasının hızına değil, kendi istikrarınıza yatırım yapın. Zaman, adil bir ortak: istikrara faiz işletir.

Sonuç

Başkalarının başarıları, ilham kaynağı da olabilir, yaralayıcı bir ayna da. Farkı yaratan, kıyasın yönetimidir. Bu yazıda; sosyal karşılaştırmanın psikolojisini, bilişsel çarpıtmaların kıyası nasıl büyüttüğünü, hedef sahipliği ve kimlik temelli yaklaşımın sürdürülebilirliği nasıl beslediğini, sosyal diyet ve ölçüm ekolojisi gibi pratik araçlarla kendi yolunuzu nasıl görünür kılabileceğinizi ele aldık. Nihai amaç, kıyası sıfırlamak değil; onu bir pusulaya dönüştürmektir. Pusula, başkasının zirvesini değil; kendi yönünüzü gösterir. Kendi dününüzle kıyasladığınızda, mikro kanıtları biriktirdiğinizde ve kimlik cümlenizi seçtiğinizde kıyasın zehri, dozunda bir öğretmene dönüşür. Bugün başlayın: akışınızı temizleyin, tek bir kimlik kanıtı üretin ve akşam “kendi dününüzle kıyas” ritüelini yazın. Başkasının başarısı artık sizin başarısızlığınızın kanıtı değil; sizin sistem tasarımınız için bir fikir panosu olsun. Yol sizin, hız sizin, pusula sizin.

Belki defalarca başladınız… belki de hep bir şeyler eksik kaldı. Diyet listeleri indirildi, kalori hesapları yapıldı, spor salonlarına gidildi ama sürdürülemedi. Çünkü sağlıklı yaşam bir ezber değil, sizinle birlikte şekillenen bir süreçtir. Diyetisyen Aslı Aktürk olarak, yalnızca liste vermekle kalmıyorum; size özel, yaşam tarzınıza uyumlu, psikolojik ve fiziksel ihtiyaçlarınızı dikkate alan bir yaklaşım sunuyorum. Hedefiniz ister kilo vermek, ister hormon dengenizi yeniden kurmak, isterse bağırsak sağlığınızı iyileştirmek olsun, ben sizin yanınızdayım. Sizi tanımadan, hayatınızı dinlemeden, yargılamadan sadece neyin “işe yaradığını” değil, neyin “size iyi geldiğini” birlikte buluyoruz.

Zamanla yarışırken kendinizi ihmal ettiğinizi fark ediyorsanız, yalnız değilsiniz. Modern yaşamın hızlı temposunda çoğu zaman önceliklerimiz değişiyor, fakat bedenimizin verdiği sinyaller bir şekilde kendini hatırlatıyor. Uyandığınızda yorgun hissediyorsanız, öğün atlarken vicdan azabı duyuyorsanız ya da tartıdaki sayı bir döngü gibi inip çıkıyorsa, bu yalnızca “beslenme sorunu” değil; yaşamla kurduğunuz dengenin bozulduğunu gösterir. İşte tam da bu noktada birlikte yeniden inşa edebileceğimiz bir yolculuk başlıyor. Size özel analizlerle, bilimsel temelli ama esnek bir sistemle, hem ruhunuza hem bedeninize iyi gelecek bir denge kuruyoruz. Çünkü her bedene aynı reçete yazılamaz; siz eşsizsiniz, yolculuğunuz da öyle olmalı.

Kendinize yatırım yapmanın zamanı geldi. Ertelediğiniz her başlangıç, sizi biraz daha yoran bir alışkanlığa dönüşmesin. Bugün, hayatınızda bir fark yaratmak için doğru gün olabilir. Eğer hazırsanız, ister danışmanlık ofisimde yüz yüze, ister Türkiye’nin ya da dünyanın herhangi bir yerinden online olarak buluşabiliriz. İlk görüşmemizde sadece kilo değil; uykunuzdan stres düzeyinize, sosyal alışkanlıklarınızdan günlük rutinlerinize kadar her şeyi birlikte analiz ediyoruz. Hemen bana ulaşabilir, size özel süreci başlatabilirsiniz. Sizin hikâyeniz önemli, çünkü sağlık sadece bir hedef değil; her sabah uyanırken hissettiğiniz huzurun ta kendisidir.

Aslı Aktürk Altlık.jpg
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir